0 JENERASYON
Hücre, canlı organizmaların en küçük yapısal ve işlevsel birimidir. Hücreler dokuları, dokular organları, organlar sistemleri, sistemler vücudu oluşturur. Hücreler, yediğimiz besinlerde bulunan makro ve mikro besinler sayesinde işlevlerini yerine getirirler. Yediğimiz besinlerde makro ve mikro besin yetersizliği hücrelerin beslenememesine ve işlevini yapamamasına neden olur. Sonuç olarak hücrelerin işlevini yerine getirememesi sağlıksız bir vücut demektir. Günümüzde artan sağlık sorunlarının temelinde nitelikli besin yetersizliği bulunmaktadır.
Gizli açlık, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaygın olan bir beslenme sorunudur. Bu sorun, yeterli miktarda kalori ve besin alınmasına rağmen vücutta belirli makro ve mikro besinlerin eksikliğiyle karakterizedir. Diğer bir deyişle tüketilen gıdalar ile tokluk hissi sağlanabilirken trilyonlarca hücrenin yeteri kadar beslenememesine "gizli açlık" denir. Halk arasında “vitamin ve mineral eksikliği” olarak bilinen bu durum büyüme, gelişme ve bağışıklık sistemine zarar vererek önemli sağlık sorunlarına neden olmaktadır.
WHO (Dünya Sağlık Örgütü) son yıllarda sıklıkla konferanslar düzenlemektedir. Büyümeye devam eden bu tehdit hakkında tanım ve çözümünü link şöyle açıklamaktadır; "Gizli açlık, vitamin ve minerallerin eksikliğidir. İnsanların yedikleri yiyeceklerin besin gereksinimlerini karşılamaması durumunda ortaya çıkar. Bu nedenle yiyecekler mikrobesin maddeleri açısından yetersizdir, büyüme ve gelişimleri için ihtiyaç duydukları vitamin ve mineraller gibi mikrobesin maddelerini içermezler. 2 milyar insan vitamin ve mineral eksikliği çekmektedir. İnsanların vitamin, mineral ve temel besin maddelerini almalarını sağlamak, yetersiz beslenmeyi önlemeye yardımcı olacaktır."
Gizli açlığın nedenleri arasında yetersiz besin çeşitliliği, yetersiz beslenme alışkanlıkları, kaliteli besinlere ulaşamama ve besinlerin kötü emilimi yer almaktadır. Farklı yıllarda yapılan "besinlerin besin değerinin azalması" veya "besin erozyonu" başlıklı bir çok çalışma (1) (2) (3) (4) gıdaların mikrobesin değerlerinin önemli ölçüde yitirdiğini göstermektedir. Bu kapsamda uzmanlar, dünyada 2 milyar kişinin gizli açlık çektiğini belirtiyor.
Bireysel olarak gizli açlıkla mücadele etmek mümkündür. Örneğin, vitamin ve mineral açısından zengin gıdalar tüketmek, yeterli miktarda protein, karbonhidrat ve yağ içeren besinleri tüketmek, çeşitli meyve ve sebzeleri yemek, uygun pişirme yöntemlerini kullanmak, doğal kaynaklı gıdaları tercih etmek, tuz ve şeker tüketimini azaltmak, uygun takviye edici gıdalar tüketmek ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek gibi adımlarla bireysel olarak gizli açlıkla mücadele edilebilir.
(1) Davis, D.R., Epp, M.D. & Riordan, H.D. (2004). Changes in USDA food composition data for 43 garden crops, 1950 to 1999. Journal of the American College of Nutrition, 23(6), 669-682.
(2)White, P.J., Broadley, M.R., Thompson, J.A., McNicol, J.W. & Crawley, M.J. (2017). Biofortification of potatoes with increased zinc and protein. Potato Research, 60(2-3), 137-151.
(3)Ekholm, P., Reinivuo, H., Mattila, P., Pakkala, H. & Koponen, J. (2007). Changes in the mineral and trace element contents of cereals, fruits and vegetables in Finland. Journal of Food Composition and Analysis, 20(6), 487-495.
(4)Marles, R.J., Roebothan, B.V., Sanchez-Siles, L.M., Dhar, S., Warkentin, T.D., Duncan, A.M. & Ramdath, D.D. (2017). Mineral content of Canadian-grown cultivars of common fruits and vegetables: A pilot study. Canadian Journal of Dietetic Practice and Research, 78(4), 173-177.
Hücresel düzeyde beslenme ve gizli açlık arasında yakın bir bağlantı vardır. Gizli açlık, mikro besin maddelerinin yeterli düzeyde alınamamasından kaynaklanır ve bu besinler hücrelerin normal işlevlerini yerine getirmesi için gereklidir. Hücreler, büyüme, onarım ve enerji üretimi gibi temel fonksiyonları gerçekleştirmek için gerekli besin maddelerini almak zorundadırlar. Yeterli seviyede mikro besin maddelerinin alınamaması, hücrelerin bu işlevleri yerine getirmesini engeller. Örneğin, demir eksikliği hücrelerin oksijen taşıma kapasitesini azaltırken, çinko eksikliği bağışıklık sisteminin normal işleyişini etkileyebilir.
Hücresel düzeyde beslenme, hücrelerin ihtiyaç duydukları tüm mikro besin maddelerini aldığı ve kullanabildiği durumu ifade eder. Bu, sağlıklı hücrelerin oluşmasını ve vücudun normal fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlar. Hücresel düzeyde beslenme, gizli açlığı önlemenin ve hücrelerin sağlıklı olmasını sağlamanın en önemli yoludur. Sağlıklı bir hücresel beslenme sağlamak, gizli açlığı önlemenin yanı sıra sağlıklı bir yaşam sürdürmenin de önemli bir yolu olarak görülmelidir.
Canlı Yiyecekler Tüketmenin Önemi
Canlı gıdalarla beslenme, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu vitaminler, mineraller ve diğer besin öğelerini doğal ve biyolojik olarak elde etmenin önemli bir yoludur. Bunlar; çiğ meyve ve sebzeler, yeşillikler (maydanoz, tere gibi), kavrulmamış tohumlar (ceviz, fındık gibi), fermente edilmiş yiyecekler (sürdürülebilir sağlık açısından) yoğurt, kefir, turşu gibi besinlerdir. Canlı gıdaların taze ve işlenmemiş olması nedeniyle içerdikleri besin maddeleri daha çabuk emilir ve vücut tarafından daha kolay kullanılabilir. Canlı gıdalar probiyotikler ve enzimler gibi doğal yaşayan mikroorganizmalar içerirler, bu da sindirim sistemimizde sağlıklı bakteri popülasyonlarının korunmasına yardımcı olur. Fermente edilmiş canlı gıdalar, probiyotikler içerir ve bağırsak sağlığı için faydalıdır. Aynı zamanda, bağışıklık sistemi fonksiyonlarını destekleyerek hastalıklara karşı koruma sağlarlar. Ayrıca, canlı gıdalar genellikle mikro besin maddeleri (yani vücut için gerekli olan vitaminler, mineraller ve diğer besinler) açısından zengin olduğundan, gizli açlığı önlemeye yardımcı olabilir ve sağlıklı bir hücresel beslenme sağlamak için önemlidir.
Canlı gıdaların tüketimi doğal, organik bir beslenme planının bir parçası olarak da yer alabilir. Bu beslenme şekli, sürdürülebilirliği teşvik ettiği gibi vücuttaki toksin ve kimyasalların birikmesini de engeller. Sonuç olarak canlı gıdaların düzenli olarak tüketimi, sağlıklı bir yaşam tarzı için elzemdir.
Gizli Açlık ile mücadelede Takviye Edici Gıdaların önemi
Gizli açlık, yetersiz ve dengesiz beslenme nedeniyle vücudun ihtiyaç duyduğu mikro besin maddelerini alamaması sonucu ortaya çıkan bir beslenme sorunudur. Bu durumda takviye edici gıdalar, gizli açlığı önlemek veya tedaviye destek olması için kullanılabilir. Takviye edici gıdalar, vitamin, mineral veya diğer besin öğelerini içeren özel formüllerdir. Besin öğelerinin yetersiz olduğu durumlarda ve hastalıkların neden olduğu besin emilim bozuklukları gibi durumlarda kullanılabilir.
Takviye edici gıdalar, yeterli ve dengeli bir beslenmenin yerine geçemez. Kullanımı, yetersiz beslenmenin önlenmesi ve tedavisi için önemlidir, ancak gizli açlığın önlenmesinde ve tedavisinde öncelikle yapılması gereken sağlıklı bir beslenme alışkanlığı geliştirmek, özellikle gıda çeşitliliğini artırmak gerekir. Sonuç olarak, takviye edici gıdalar gizli açlığı önleme ve tedavi etmede önemli bir destektir. Ancak, yeterli ve dengeli bir beslenme alışkanlığı geliştirmek, sağlıklı bir bağışıklık sistemi ve genel sağlık açısından önceliklidir.